Selinciğim, gerçekten hem bensin hem sen. Baban Kaan’dan sonra “Bir kızımız olsun, sana benzesin” derdi. Öyle de oldu ama sen benim başaramadığım, yapmak isteyip de yapamadığım, bir çok hayalimi gerçekleştirdin. Bununla gurur duyuyorum.
Ben sizleri büyütürken, “ben büyürken neler isterdim”i kendime çok sordum. Elimden geldiğince dikkatli davrandım. Annelik kimliğimi çok sevdim. Her ikinize de çok yakın oldum ama anne oldum, hiçbir zaman arkadaş olmadım. Bilirsin kimliklere çok dikkat ederim. Evladına yakın olmak demek arkadaş gibi davranmak demek değil. Herşeyi paylaştım, ama ince çizgi daima vardı.
Geçen gün birlikte programa çıktık. Benim hiç ama hiçbir zaman yapmak istemediğim bir şeydi. Ama senin o masum davetini kıramadım. Hem de babana söylemeden, hem de özel bir günümüz de onu yalnız bırakarak… Baban da o gün seni kırmamak adına beni ne güzel uğurladı evden. Sanki biliyordu birlikte program yapacağımızı. Gelince de sordu ama söylemedim. Birlikte seyrederken görsün istedim. Seninle böyle bir anıyı paylaşmak istedim. Masum bir kaçamak.
Benden farkın, çok cesursun, küçükken de böyleydin. Kabul etmem lazım; çok çalışkansın, benden çok. Ben artık istesem de bazı şeyleri yapamıyorum. Çok detaycısın, bu huyun miniannene çok benziyor. Beni bilirsin 150 kişiye tek başıma yemek yapabilirim, hem de tadına bakmadan, ama sunumum senin kadar muhteşem olmaz. Sen en küçük ayrıntıyı sabırla yerine getirirsin. Çok çok sabırlısın.
Yeni televizyon programını babanla her gün tekrarları dahil seyrediyoruz. Keyifle. Hayatımızda ilk defa bir yemek programı müdavimi olduk. Seni seyrederken kendi kendime aynı ben dediğim çok oluyor. Ama itiraf edeyim dedenin de söylediği gibi, boynuz kulağı geçmiş. En önemlisi Selinciğim, çok iyi bir eş, çok iyi bir annesin. Seni her zamanki gibi izliyorum. Paylaşmayı seviyorsun, sevgini etrafına saçabiliyorsun. Ailene düşkünsün. Çok iyi bir evlatsın. Ben sana hep böyle kal, cana yakın ol diyorum. Ve evet; senin için en büyük dileğim benim seni yetiştirdiğim gibi Ece’yi yetiştirmen. Sana pek tabii benzesin ama kendisi de olsun. Onun fikirlerini hiçbir zaman değiştirmeye çalışma. Ona samimi bir örnek anne olarak yön ver. Dinle, anlamaya çalış… Onun üzüldüğü şeylere üzül, güldüklerine gül. Torunumun o pırıl pırıl rengini değiştirmeden onu kendine benzet. Nasıl mı olacak? Kendine bak, iç sesini dinle! Ece duygusal dünyasında kendini kraliçe gibi hissetsin, hatta seni peşinden sürüklesin. Ama iş mantığa, akla gelince tecrübene hürmet etsin. Yani bir anne olarak gerektiğinde çocuklarının arkasında ve gerektiğinde de önünde olmalısın. Ama ellerini hiç bırakmamalısın.
Harikasınız ikinizi zevkle izledik!!
Elvancım:)) Gerçekten bizim için unutulmaz bir anı oldu!
Selinciğim televizyon senin ile GENÇ KIZLIĞIMIN ABLASINI görünce çok gururlandım. Aynı zamanda da hislendim.Hayatım boyunca anneni örnek almaya çalıştım. Bazı konularda başarılı oldum, bazılarında başarısız oldum. Inanıyorum ki başarllı Olduğum BİRGE. Oda birgün senin anneciğini gururlandırdığını gibi beni bulutların üzerine çıkarır. Seni ve kokunu çok seven genç kızlığının ablası ……..
Canan abla:) Ne güzel yazmışsın! Birge şahane bir genç hanım…Sizleri çok seviyorum…Sizler de benim örneklerimsiniz…
Şiir gibi okudum bütün satırlarını Sevgili Zübeyde Hanım’ın. Bir annenin kızını sevgi ve gurur ile takdir etmesi büyük bir mutluluk. Anne kimliği ile çocuklarımızı yönlendirme konusunda ne kadar değerli ve önemli tecrübeler ve öneriler bizler için! Tanrıdan dileğim kendisine yaşattığınız gururu mutluluğu ben de miniklerimde yaşayayım. Hepinize yürek dolusu sevgiler
Ebrucum:)) Sen de annelerden birisin hem de çalışan bir annesin…Seni takdirle izliyoruz!
Gercekten guzel bir programdi. Duygulanmistim izlerken .