Büyükada’nın sevilen şahsiyeti Ahmet Tanrıverdi, herkesin bildiği ismiyle, Fıstık Ahmet; “Zaman Satan Dükkan” isimli kitabında Ada sokaklarının çoğu geride kalmış seslerinden bahseder. Bir tasviri aynen şöyledir:
“-Galaaaaayçiiiiii!..
Bakır kapların kalaylanmasında çok hassas davranılır. Eh, sağlığımız söz konusu. Kalayı atmış kapla yapılan yemek insanı
zehirleyebilir. Yemek kapları kararmaya başlamadan kalaycıya verilir. Karadenizli Ömer amca mahallede adamını dolaştırır,
müşterilerini yormak istemez. Mahallede dolaşan Osman amca da Karadenizlidir. Kalayı, “galay” diye telaffuz eder.
Bu okuduklarınız sizi eskilere götürdü mü bilmem. Belki sizin sokağınızın da sevilen ve beklenen bir kalaycısı vardı.
Ailenin artık ne yazık ki kullanılmayan bakır kapları bende. Büyükada’daki evimizde hala bazıları kullanılır. Hatta annem
bakırda yapılan reçelin tadı başka olur der.
Bugün bu fotoğrafımla karşınızda 50’lilerin kadınları gibi duruyorum. Eskiye, kalaya, kapımıza gelen sevimli yardımlara,
dayanışmaya ve artık kalmamış o çok özel emeklere özlemle… Şu atasözü günümüzü ne güzel özetliyor değil mi?:
“Alet işler, el övünür!”
No comments yet.