Bu yaz Büyükada’da ne çok yağmur, ne çok şimşek seyredip, gökgürültüleriyle irkildik… Ama her bir köşesi doğa harikası olan adamıza, bir film karesinden çıkmışcasına etkili bu dramatik dekor da yakışmadı desem yalan olur.
Engin Aktel’in Kestane Karası isimli romanı, Burgazada’da geçer ve Eylül’ün sonlarına denk gelen denizcilerin korkulu rüyası Kestane Karası isimli fırtınayla bir balıkçının savaşını anlatır… Deniz hep kazanır… Tavsiye ederim, okuyun, adalı bir ruhunuz varsa iyi gelir…
Adadan çılgın denizi seyretmek nefes kesicidir. Nispeten yeni adalılar bu sene tedirgin oldular. Telefonlara sarıldılar; “Bu normal mi?” diye… Yılların adalıları önce etrafta yardım edilecek bir ev, içeri alınacak biri var mı diye baktılar. Sonra kapılarını kapattılar, rüzgarın dinmeyen sesini dinlediler, denizin kontrolsüz gücünü çekinilen ama sevilen bir dosta bakarmışcasına seyrettiler.
Kışa yaklaştıkça, deniz hem özleniyor hem de neredeyse denizde yaşayan emekçileri insan merak eder oluyor. İstanbul’dan adalı tüm balıkçılara selam olsun, balığınız bol, işiniz rasgelsin…
Guzel adamiz ,herhaliyle muhtesem.firtinasi ,yagmuru bile olagan ustu.biz adalilar ada nin her halini cok seviyoruz.