Anneler ve Kızları 43

Annemin ”Bir annenin kızının kulağına fısıldayacağı 10 öğüt neler olmalı” soruma cevabı bence bir başyapıt niteliğinde. Tam da doğum günümde gelen bu yanıtı okuyunca kendime zor geldim. Hala da etkisindeyim. Sizlere de tavsiyem rahat bir zamanınızda anneleri anlamaya çalışarak, özümseyerek okuyun.

Annem, bilesin ki bu cevabın benim için paha biçilmez bir doğum günü hediyesi oldu. Sağ ol, var ol.

Annemin kulağıma fısıldadığı 10 Öğüt:

Selinciğim biraz ara verdik galiba, soru cevaplara…

Her anne mutlaka çocuklarına hiç unutulmaması gereken öğütler verir. Zaman içinde bu öğütler o kadar güzel sindirilir ki, sonunda yaşam biçimi olur.

Ben yazıma bir babaanne öğüdü ile başlayacağım.

Sevgili Berna Tokar’ın kitabının 17. sayfasında babaannesinin el yazısı ile yazdığı bir not var. 1951 senesinden…

‘’Biricik kızım Berna’’ diye başlar ve şöyle devam eder;

‘’Hayatta daima zeki, çalışkan, terbiyeli olmanı ve sana daima iyi öğütler veren babaanneni unutmamanı dilerken hayatın boyunca muvaffak olmanı temenni eder, namuslu, iffetli, saadetli yuva kurmanı Cenab-ı Allah’tan dilerim.’’ 

Ne güzel değil mi? O yıllar ne kadar masum yıllarmış. Anneler, anneanneler, babaanneler, işte böyle içten dileklerini yavruları için isterlermiş.

Bu yıllarda yaşasalardı acaba neler yazacaklardı?

Sen soruyu sorduğunda kendi kendime kim bilir neler fısıldamışımdır Selin’e diye düşündüm ve içime bir huzur doldu, inan. Fısıldadıklarımın tümünün uygulandığını eksiksiz görüyorum ama yine de içimden gecen, tekrarında fayda gördüğüm her öğüdü yazacağım

.

Selinciğim çocukluk yıllarında dikkat ettiğim en önemli şey mutlu bir çocuk olmandı. Seninle oyunlarımızda seçtiğim temalar hep bunun üzerineydi.

Akşamları yatarken, iyi geceler dilemek, büyüklerin hayır dualarını almak, yanağa konan bir öpücük, güzel masallarla uyumak. Hele bir de ninni söylemek…

Güne zinde ve dinç başlamak, sabahları güler yüzle kalkmak, güzel bir günün başlangıcı olur. Tüm evi güzel mutlu bir hava kaplar. Çok güzel bir histir, öyledir ki elle dokunulur sanki, kokusu vardır. Durusu vardır. Bir kadın bu güzel atmosferde mutlaka eşini iyi dileklerle işe, çocuklarını ‘’Allah zihin açıklığı versin’’ diye okula göndermelidir.

Sonra “paylaşmak”… Paylaşmayı bilmek lazım. Çok güzel bir söz vardır; “Üzüntüleri paylaşmak acıyı azaltır”, “Sevinçleri paylaşmak mutluluğu çoğaltır’’. Sen bunu ziyadesi ile yapıyorsun.

Vicdan ve merhamet, birbirimize karşı saygılı olmamızı sağlar, bu iki kavramı çok iyi fısıldadığımı hatırlıyorum. Kurallar, ahlak, din, geleneklerimiz ve göreneklerimiz, bu sihirli iki kelimenin içinde.

Adalet ve hakkaniyet, bu iki kelime de bana dedeni hatırlatır. Çok önemli yavrum, her şey adil ve eşit olmalıdır. Aile içinde, iş yerinde, alışverişte, toplu taşıma araçlarında… Küçücük çocukken bile ada vapurunda insanları iterek öne geçen insanlara kızgın kızgın bakardın. Demek ki bu kavramları alan çocuk, tepkisini gösterebiliyor. Yaşayarak görerek öğrenilen öğretiler çok önemli.

Rekabet… Kimse kaybetmek istemez şüphesiz ama rekabeti kendi kendinle yapacaksın. Daha iyisini yaparım, çok daha iyisini yaparım… Böyle düşünmek gerçekten çok güzel. Ama bir başkasının canını acıtarak değil.

Arkadaş, dost çok değerli ama çok seçici olmak lazım. Sana çocukken, bu konuda müdahalelerim olduğunu hatırlıyorum. Hala da bazen görüşlerimi söylerim. Sen de bilirsin, hiç yanılmam. Gerçek dost çok azdır.

Komşuluk… Ev alma, komşu al diye ne güzel bir atasözümüz vardır. Ailemizden bile yakın mesafede, komsularımızla ilişkilerimiz, daima çok özel olmalı. Bu konuda bugünlerde çok hassasım. Yıllar sonra senin Facebook sayfan sayesinde 40 yıl evvelki komşum ta uzaklardan Amerika’dan beni buldu. Buradan onlara sevgilerimi gönderiyorum.

Mahremiyet… Şimdilerde izliyorum, okuyorum, hiçbir şeyden sakınmıyorlar. Bazı aileler, oda kapıları açık, banyo kapıları açık, çıplak. Hiç tasvip etmiyorum. Modern bir anlayış diye de kabul etmiyorum. Bizler öyle yetiştik, sizleri de öyle büyüttük. Doğrusu bu diye düşünüyorum. Bedenimiz bize özel, özellikle çocuklarına çok dikkat et Selinciğim. Bunu ne zaman kiminle paylaşabileceklerini , nasıl ben sana öğrettiysem, sen de onlara öğret. Onlar da çocuklarına öğretsin. İleride güzel bir nesil yetişsin.

Kurallar, Selinciğim… Hayatımızda olmazsa olmaz. Hayatımızı çok güzel çizmemizi sağlar. İnan, aslında çocuklar da kurallardan hoşlanır. Ne kadar itiraz da etseler büyüdükçe daha iyi anlarlar. Kuralsız büyüyen çocuklar, ileride hep sorunlu olurlar. Aman bu konuda çok dikkatli ol.

Affetmek, Selinciğim bir düşün. Hayatımızda affetmemiz gereken insanlar olabilir. Kendin için affet, kendi hayrın için affet, negatif enerjiden kurtulmak için affet. Affettiğin kişinin bunu bilmesine hiç gerek yok. Sırtından yükler kalkar, hafiflersin, gerçekten sadece kendimiz için yapmalıyız. Kin çok kötü bir şey. Asla kinci olma. Bir  olay olduğunda hemen üstüne gitme, bekle. Sükunet bul, sonra hareket et. Yangına kürekle gitmemek lazım. Özellikle eve gelen eşleri evin herhangi bir problemiyle boğmamak gerekir. Yemekten sonra sakin bir zamanda ses tonunu ayarlayarak anlatmak sorunları yerinde olur. Bu arada bu düzen için akşamın hazırlığını vakitli yapmalısın.

Huzur, aslında kilit kelime “huzur” galiba Selinciğim. Hayatını öyle bir düzenle ki sen huzurlu ol. O zaman göreceksin bütün aile huzurlu ve sükunet içinde olur.

Yalan, aldatma… Şunu unutma; insan sadece kendisini aldatır. Oysa başkasını aldattığını zanneder.

İsraf ve tüketmek… Sahip olduklarının kıymetini bil. Bilinçli para harcamak lazım . Almanın sonu yok. İhtiyacınız dışında alım yapma. Asıl para yaşlılıkta lazım bunu unutma.

Sözün özü, çocuklara saygı ve sevginin ne olduğunu öğret lütfen. Sevmek zorunda değiller ama saymak zorundalar. Bu değerleri iyi bilsinler. Sabretmeyi, iyilik yapmayı, bilsinler. Doğayı, hayvanları sevsinler, korusunlar. Torunlarım bu konuda çok bilinçliler. Onlarla gurur duyuyorum. Spor yapsınlar, müzik ruhun gıdasıdır, lütfen hiç bırakmasınlar. Hem bedenleri , hem ruhları sağlıklı olur. Dengeli beslensinler, lütfen Selinciğim, devam et onlara doğru model olmaya.

Selinciğim ben sana bunları fısıldadım, daha doğrusu tekrar ettim. Ama sen yine de iç sesini dinle, sen doğru olduktan sonra emin ol en doğruyu gösterir sana.

Selinciğim yine yazdım yazdım. Hatalarım varsa affola. Düzeltile, eklenile. Seni seviyorum.

Annem burada aynen bu şekilde bitirse de devamı geliyor.

İşte eklemeler:

Selinciğim; Ne olursa olsun zaman zaman hepimizin sabrı taşabilir. Eşlerden birinin sesi yükseldiyse öteki susmalı. Bu tavsiye İsmet İnönü’nündür. Biz babanla daima bu formülü uygularız. Ama itiraf etmem lazım, hep susan taraf ben olmuşumdur. Ne olursa olsun yatak ayrılmaz. Alyans çıkmaz. Sen bunu programda yapıyorsun, babanla ben çok üzülüyorum. Taşlı olmadıktan sonra iş yaparken çıkartmak gerekmez.

Bu durumda bana da cevap hakkı doğuyor