Evimin kapısı açılıyor ve karşı komşumdan mis gibi bebek kokusu geliyor… Hepimizin bu aralar en büyük neşesi aramıza yeni katılan Kerem bebek. Aklımız hep onda…
Geçen hafta 1 aylık olan Kerem’imize ailemden öğrendiğim bir hediye verdim. Bebeğin aile büyüklerini ilk ziyaretinde un, şeker, tuz ve yumurta verildiğini bir çoğunuzun bildiğine eminim.
Un; öyle uzun yaşasın ki saçları bembeyaz olsun, haşlanmış yumurta; büyüyüp koca adam olduğunda sağlıklı çocukları olsun, tuz ve şeker; hayatının tadı tuzu olsun, yaşamı şeker gibi aksın diye veriliyor.
Bu unutulmaya yüz tutmuş adetleri çok önemsiyorum. Ve çocuklarıma aktarmak ve benimsetmek için bazen işin içine biraz da şamata katıyorum. Kerem’in sepetine koyduğum sarı kırmızı çikolataların herhangi bir geleneksel anlamı yok. Ama bebeğimizin büyüdüğünde hangi takımı tutmasını istediğimiz aşikar sanırım!
Bir bebeği karşılamak, sevgiyle kucağımıza alırken iyi niyetler ve dualarla onu sakınmak, ailesine iyi dileklerimizi bildirmek ve gerektiğinde destek olabilmek, millet olarak sahip olduğumuz çok güzel ananelerden bir tanesi.
Annemin aldığı her doğum haberinde nasıl duygusallaştığını, içinin sevinçle dolduğunu ve yardım edebilmek için adeta çırpındığını defalarca izledim. Şimdi ona “Bir bebek ne demektir ve nasıl karşılanır?”, bunu sormak istiyorum…
Geleneklerizi yaşattığınız için sevindim