Annler ve Kızları 27

anneler-ve-kizlari-27-388-594Selinciğim, bugünlere baktığımda gerçekten de çok küçük yaşta evlenmişim. 19 bile değildim. Şimdi Lal’e bakıyorum, Ece’ye bakıyorum, içimden bir “kıyamam” geçiyor. Sonra bir düşünüyorum, kendimle ilgili ben iyi ki o yaşta evlenmişim, iyi ki ağabeyini ve seni doğurmuşum diyorum. Dünyanın en büyük servetlerine sahibim.
Doğruyu istersen; hayatımda iki güçlü kadın var; rol modellerim; annem ve Berna Tokar. Hala ikisine de hayranım. Hayatımın sonuna kadar onlara minnettar kalacağım.

Berna hanımın 2010-2011’de kaleme aldığı womenist.net’te yayınlanan yazıları var. Ne kadar güzel düşünmüş, benim onda gördüğüm, hissettiğim, bana yol gösteren bütün duygular var. Ve en güzeli de bu yazılar kitaplaştı. Benim kütüphanemin en değerli kitaplarından biri. Yazıların başlıkları; bayramlar, cenazeler, görgü, dağılmış aile çocukları, dostluk, evlilikte sen-ben, her yaşta mutluluk, kibir, mutluluk, neşe, iyimser olmak, sevgi her kapıyı açar, öğrendim ki… Bunlar şu an aklıma gelenler. En çok etkilendiğim şudur: Berna hanım “Öğrendim ki ölümün dışında hiçbir şey göründüğü gibi önemli değil” der.

Şimdi senin sorunun bütün cevapları bu başlıklarda gizli. Annemle başlayan öğretilerim, Berna hanımla devam etti. Ben onların milyonda biri olamam ama iyi bir öğrencisi oldum ikisinin de. Bir defa babanla evlendikten sonra her zaman “biz” olduk. Birbirimize hala sevgili, saygılıyız. Ailelerimize de saygımızı sevgimizi hiç eksik etmedik. Benim için “sevgi” demek karşındakini kırmamak, canını acıtmamak demek. Başka bir manası yok. Elimden geldiği kadar babanın keyfini kaçıracak, onu üzecek konulardan onu korudum. Şimdi kendime bu soruyu sorduğumda esas kendimi koruduğumu düşünüyorum. Öyle olunca ben de üzülmedim. Güzel, mutlu, kendinle barışık bir kadın, bir anne ve bir anneanne oldum. Hoş bazen babanın “problemleri halının altına süpürme” bakışıyla sanki herşeyi anlamış, biliyormuş gibi yapıp, yumuşak bir ses tonu ile serzenişlerine maruz kalmadım da diyemem.

Bizim evliliğimizdeki mutluluğumuzun en önemli kaynağı ağabeyin ve sensin. Bizi hiç üzmediniz. Torunlarım Ece ve Mekin’i büyütürken , onlardan çok büyük bir ricada bulunmuştum. Herşeyinizi tolere ederim ama lütfen “davranış bozukluğu” yapmayın demiştim. Sizin için de bu geçerliydi. Babanla birlikte aldığımız kararlarla büyüttük sizleri. Evde huzur ortamı evlilikte çok önemlidir. Aile bireyleri eve koşa koşa gelmeli. Kadın evde de daima bakımlı olmalı. Biz küçükken babamın işten eve gelmesinin yakın olduğunu annemin giyinip makyaj yapmasından anlardık. Kadın her zaman bakımlı, temiz, derli toplu olmalı. Kocasına değer verdiğini her haliyle belli etmeli. Mutluluk; sevgiden, saygıdan, sabırdan, şükretmekten geçer. Yaşlandıkça bu değerleri daha iyi anlıyor insan. Kendinle barışık olmayı becerebilirsen herkesle de barışık olursun. Kimsenin kusurunu görmezsin. Hele yaş ilerledikçe etrafında bir sevgi çemberi olmasını istersin. Küçük ailedeki karı koca mutluluğu budur. Herkesin sorunu kendine diye bakabilirsen, müdahaleci olmazsan, aile bireylerinin sana ihtiyacı oldukları ve seni istedikleri zaman yanıbaşlarında olursan, hayat iki kişi çok kolay, çok güzel geçiyor buna inanın.

Hayatıma giren herşeyin varlığına şükrediyorum. Mutlu anlarıma, acı anlarıma, sevinçlerime, şansıma, olumsuzluklarıma… Olmasını istemediğim olayların da benim hayrıma, ailemin hayrına olduğuna inanıyorum. Özümü hiç bir zaman unutmuyorum. Ama geçmişle de yaşamıyorum. Evlilikte mutluluk kırgınlıkları uzatmamaktır, yaraları hemen sarmaktır. Affetmek, kabul etmek bunları gocunmadan yapmalısınız. Denemeye değer, ortak yaşamdan böyle keyif alınıyor.

Biraz daha babandan bahsetmek gerekirse, o benim ruh ikizim. Babanla özellikle sizlerin doğumuyla beraber iyi bir model olmaya çok özen gösterdik. İlk öğreti; aile birliği olmalı. Sesi yükseltmeden, vücut dilini iyi kullanarak, tüm sorunlar halledilir. Bir de erkeklerin arkadaşları, okul arkadaşları, asker arkadaşları, iş arkadaşları çok önemlidir. Sen çok iyi bilirsin; bizim ailemizde hepsinin çok özel yerleri vardır. Erkekler bu konularda çok hassastırlar. Tabii ki biz kadınların da arkadaşları çok özeldir. Aynı hassasiyeti biz de bekleriz. Bu konuları da karşılıklı sevgi ve saygı çerçevesinde düşünmek, evdeki huzurun kaçmaması için dikkatli davranmak lazım.

Bunları yazarken, kendi kendimi hep sorguladım. Etrafımı düşündüm. Sorunlu evlilikler gözümün önünden geçti. Çok şükür demek ki bu sınavı başarı ile vermişiz. Dile kolay 47 sene… Baban çok iyi bir eş, çok iyi bir baba ve çok iyi bir dede. Onu hala ilk günkü duygularımla seviyorum. Tanıştığım günden beri çok kıymetlim, çok değerlim. Herşeyden önde gelir. Hele emekli olduktan sonra, çay, kahve keyiflerimiz, sohbetlerimiz, içimizden aynı şeyleri geçirdiğimiz anlar. Benim onu üzmemek adına söylediğim pembe yalanlar… Şakalarımız… Tüm gün onun keyfi olsun diye seyrettiğimiz maçlar… Başka kanal açmak yasak, başka odada tv seyretmek yasak… Aynı havayı solumak kuralımız… Bunlar hem de dumanlı bir hava olsa da çooook keyifli inan. Daha da yasaklar var ama artık onları yazmayayım. Babanla hayat çok güzel, çok keyifli, Allah ayırmasın. Özgür alanlarımız hep kalsın ama esas olan bir olmak olsun…

No comments yet.

Bir Cevap Yazın